Dini Konular

Abdestin adabı ve çeşitleri

Abdestin adabı ve çeşitleri
Written by admin

Abdestin adabı ve çeşitleri

  1. Namaza hazırlanmak maksadıyla henüz vakit girmeden abdest al­mak.
  2. Abdest alırken kıbleye yönelmek.
  3. Suyun sıçramaması için abdest alırken yüksekçe bir yerde durmak.
  4. Bir zaruret olmadıkça abdest esnasında konuşmamak.
  5. Suyu dökmesi için başkasından yardım istememek. Fakat bir rahatsız­lığından dolayı kendisi suyu dökemiyor yahut bir başkası kendi arzusu ile abdest suyunu hazırlıyor ve döküyorsa bu adaba aykırı değildir.
  6. Her abdest azasmı yıkarken Besmeleyi okumak, dua etmek, salâvat-ı şerife getirmek.
  7. Abdest alırken mesh eder gibi suyu ne çok az, ne de israf edercesine çok fazla kullanmamak.
  8. Suyu yüze çarpmadan kullanmak.
  9. Abdest alırken fazla acele davranmamak.
  10. Küçük parmakları kulak deliklerine koyup temizlemek.
  11. Elleri yıkarken sık olmayan yüzüğü kımıldatmak.
  12. Abdest ibrik gibi bir kaptan almıyorsa kabı sol tarafta bulundurmak.
  13. Her abdest azasım yıkarken Kelime-i Şehadet getirmek.
  14. Yüz, kollar ve ayaklar yıkanırken kalben rahat etmek için tarif edilen sınırı aşıp daha çok yeri yıkamak. Oruçlu olunmadığı zaman abdestten artan sudan bir miktar içtikten sonra “Allah’ım, beni sık sık tevbe eden ve günahlardan kaçınıp içi dışı te­miz olan kullarından eyle” mealindeki:

“Allahümme’c-alnî mine’t-tevvâbîne ve’c-alnî mine’l-mütetahhirîn” du­asını okumak.

  1. Abdest aldıktan sonra bir, iki veya üç kere Kadir Suresini okumak.
  2. Kerahet vakti değilse abdestten sonra iki rekât namaz kılmak.
  3. Ayakları sol elle yıkamak, havlu ve mendille kurulanmak, elleri silkmemek.
  4. Güneşte ısıtılmış suyla abdest almamak.

Bu konu çok merak edildiği için şöyle bir açıklama faydalı olacaktır:

Güneşte ısıtılmış su ile abdest almak, Hanefi ile Şafiî Mezhebi’ne göre helale yakın tenzihen mekruh olarak görülürken, diğer iki mezhep olan Mâliki ve Hanbelî’ye göre böyle bir suyla abdest almanın bir zararı yoktur.

Bu meselenin hikmet tarafmı, İbn-i Abidin şu şekilde açıklamaktadır: Sı­cak memleketlerde pas tutan bir kabın içinde bulunan su, güneş altında ka­lınca bir müddet sonra o kaptan kopan pas parçacıkları suya düşecek ve suyun tadını, rengini değiştirecektir. Bu su kullanıldığı zaman ise vücudun teneffüsünü sağlayan derideki gözenekler kapanacak ve kan deveranı ya- vaşlayacaktır. Böyle bir suyun devamlı olarak kullanılması hâlinde alaca denen bir hastalık arız olacaktır. Peygamber Efendimiz de muhtemeldir ki

bu sebepten Hz. Âişe’ye güneşte su ısıtmasının uygun olmadığını söyle­miştir.

Güneşte ısıtılan su bu şekilde de olsa çamaşır ve benzeri temizlikte kul­lanmakta bir mahzur yoktur. İhtiyaç hâlinde onunla abdest de alınsa bir müstehap terk edilmiş, tenzihi bir mekruh işlenmiş olur. Ancak bugün gü­neş enerjisiyle ısıtılan suda, yukarıda anlaülan haller bulunmayacağından sağlığa zararından söz edilemez, mekruh da olmaz. Çünkü güneş enerjisiy­le ısıtılan su, hususî şekilde yapılmış madenî borulardan geçmekte ve doğ­rudan güneş ışınları suya temas etmemektedir. Paslanmaya ve kirlenmeye müsait değildir.

20.Abdest alırken “abdest dualarını” okumak.