Dini Konular

Ahiret gününe iman

Ahiret gününe iman
Written by admin

Ahiret gününe iman

Kuran kıyameti anlatıyor

Ahiret, bu fâni dünyanın devamında gelen yeni bir hayat, sonsuz bir demdir Bir gün gelecek geçici bir zaman için kurulan bu dünya yıkılacak, değişecek, sonsuz bir hayat başlayacak. İşte dünyanın yıkılmasına ve yeni değişikliklere kıyamet denir.

Kıyamet gününde neler olup biteceğini, nasıl bir değişikliğin olacağını Kur’an-ı Kerim müstakil sureler halinde genişçe haber vermektedir.

O dehşetli günü anlatan ayet mealleri:

“Sura üfürülür. Ve Allah’ın dilediklerinden başka göklerde kim var, yer­de kim varsa düşüp ölür. Sonra bir daha sura üflenir. Ve onlar kabirlerin­den kalkıp bakışırlar.”62

“Ne zaman ki sura ilk defa üfürülür. Yeryüzü ve dağlar yerinden kaldı­rılır, birbirlerine bir defa çarpmakla darmadağın edilir.

             İşte o zaman olan olmuştur. Gök yarılmış, intizamdan çıkmıştır. Melekler semanın etrafındadır, onların üstünde de Rabb’inin arşmı sekiz melek taşır.

O gün Rabb’inize arz edilirsiniz; yaptıklarınızdan hiçbir şey gizli kal­maz.

Defteri sağ tarafından verilen kimse ‘Alm’ der, ‘Okuyun kitabımı. Ben gerçekten hesaba uğrayacağıma inanmıştım’.

Artık o pek hoş hayat içindedir. Yüksek bir cennettedir. O cennetin meyveleri yanı başındadır. ‘Geçmiş günlerde yaptıklarınıza mükâfat olarak afiyetle yiyin ve için’ denir.

Defteri solundan verilen ise ‘Keşke’ der, ‘kitabım verilmeseydi. Hesabı­mı öğrenmeseydim. Keşke ölüm her şeyi bitirmiş olsaydı! Malım bana fay­da vermedi. Gücüm kuvvetim kaybolup gitti.’

Tutun, bağlayın onu. Sonra Cehenneme atın. Sonra yetmiş arşmlık zinci­re vurun. Çünkü o şanı pek büyük olan Allah’a inanmazdı.”63

* * *

“Sana kıyamet gününde dağların ne olacağını soruyorlar. De ki: Rabb’im onları kül gibi ufalayıp savuracak. Sonra yerlerini dümdüz bir toprak halinde bırakacak. Öyle ki onda ne bir çukur görürsün, ne de bir yükseklik.

O gün insanlar hiçbir tarafa sapmaksızm kendilerini çağıran İsrafil’in davetine uyacaklar. Rahman’m korkusundan bütün sesler kısılmıştır, artık fısıltıdan başka hiçbir ses işitemezsin.”64

* * *

“Güneş dürülüp toplandığında. Yıldızlar döküldüğünde, dağlar yürü­tüldüğünde, gebe develer başıboş kaldığında, vahşi hayvanlar bir araya toplandığında, denizler tutuştuğunda, ruhlar bedenleriyle birleştiğinde, di­ri diri gömülen kız çocuğuna, hangi suçu yüzünden öldürüldüğü soruldu­ğunda, amel defterleri açıldığında, gök yerinden kaldırıldığında, cehennem kızıştırıldığmda, cennet yaklaştırıldığında, herkes o gün için ne hazırladı­ğını bilmiş olacaktır.”65

* * *

“Kıyamet günü ne zamanmış diye sorarlar.

Gözler kamaştığı, ay tutulduğu, güneş ve ay bir araya getirildiği zaman; İşte o gün insan, ‘Kaçacak yer neresi’ der.

Hayır, sığınılacak hiçbir yer yoktur. O gün varılacak yer, ancak Rabb’i- nin huzurudur. Yaptığı ve yapmayıp geri bıraktığı her şey o gün insana bildirilir.”66

* * *

“O gün insanlar ateşe çarpıp yere serilmiş pervanelere dönerler. Dağlar ise atılmış rengârenk yün gibi olur. Mizanı ağır gelen, hoşnut olacağı bir

yaşayış içindedir, Mizam hafif gelenin sığınacağı yer de haviyedir. Haviye- nin ne olduğunu bilir misin? O kızgın bir ateştir.”67

  • Hâkka Suresi, 69:13-33.
  • Tâ-Hâ Suresi, 20:105-108.

65

Tekvir Suresi, 81:1-14.

  • Kıyamet Suresi, 75:6-13.

Zümer Suresi, 39:68.