Günlük hayatta sünnetler ile ilgili bilmeniz gerekenler
Resul-i Ekrem Efendimiz’in (a.s.m.) günlük yaşayışıyla ilgili sıradan bir hareketinde bile insan hayatını yakından ilgilendiren pek çok faydalar ve hikmetler bulunmaktadır. Mesela sofrada iken sünnete uyarak midesini tıka basa doldurmayan, yemekten önce ve sonra elini yıkayan, yatağa girerken sağ tarafına yatan bir insan, şahsî hayatında ne kadar faydalar elde eder. Yine evine girerken selam veren, aile ve çocukları arasında bulunduğu vakitler Resulullah’ın aile hayatını düşünerek uygulamaya çalışan insan ne kadar huzurludur. İş hayatında, insanlarla beraber bulunduğu zamanlarda herkese güler yüz gösteren, elinden geldiği kadar her insana yardım ve iyilikte bulunmaya çalışan, kanaat gibi bir hâzineyi kaybetmemek için titizlik gösteren insanın başarısı diğerlerine nazaran muhakkak farklı olacaktır. Çünkü o artık hayatını sünnete göre ayarlamaya çalışıyor demektir.
“Sünnet-i seniyye edeptir. Hiçbir meselesi yoktur ki altında bir nur, bir edep bulunmasın” diyen Bediüzzaman, “Edebin envâını (her çeşidini) Ce- nab-ı Hak Habibi’nde cemetmiştir (toplamıştır). Onun sünnet-i seniyyesini terk eden edebi terk eder”89 ifadeleriyle de insan eğitiminde ve terbiyesinde sünnete olan ihtiyacın ne derece önemli olduğunu dile getirmektedir.
Hem zaten bir Müslüman bütün davranışlarında Allah Resulü’nü kendisine bir rehber olarak kabul ettiği takdirde, en küçük hareketi ve en basit işi dahi artık sıradan bir iş olarak kalmaz, bir ibadet hüviyetine bürünür. Çünkü mesela otururken, yürürken, konuşurken imkân nispetinde sünnete göre hareket eden insan, bu hâlinde Resul-i Ekrem’i (a.s.m.) düşünüyor, onu hatırlıyor, ona uymak için gayret sarf ediyordur. Hatta bu düşüncesi daha da genişleyerek Resulullah’ı (a.s.m.) Allah rızası için taklit ettiğini akima getirmekle, ruhunda bir huzur, kalbinde bir rahatlık duyar ve artık ibadet sevabını kazanır. “İşte bu sırra binaen sünnet-i seniyyeye ittibaı kendine âdet eden, âdâtını ibadete çevirir, bütün ömrünü semeredar ve sevapdar yapabilir.