Dini Konular

Guslün hikmet ve faydaları nelerdir?

Guslün hikmet ve faydaları nelerdir?
Written by admin

Gusül (Boy abdesti)

Kuru bir yer bırakmadan tepeden tırnağa vücudun tamamını yıkamaya gusül denir. Türkçede gusül için boy abdesti tabiri de kullanılır.

Tarifte geçtiği gibi yıkanan bir insan cünüplükten çıkmış, temizlenmiş olur. Abdeste küçük temizlik, gusle de büyük temizlik denir.

Guslün hikmet ve faydaları nelerdir?

Mealen “Cünüp iseniz iyice yıkanınız” buyuran Yüce Allah, cünüplük hâlinin ancak boy abdesti alarak giderilebileceğini bildirmektedir.

Vücudun her tarafının iyice yıkanıp temizlenmesi demek olan gusül, yı­kanması gereken bir halle karşılaşan aklı başında, erginlik çağma gelmiş her Müslüman’a farzdır. Yani, cünüp olan erkek ve kadının, hayız ve nifas müddetini tamamlamış olan kadmın temizlenmesi için gusletmeleri ge­rekmektedir. Bu hallerin dışında gusletmek ise sünnettir.

Vücudun maddî temizliği ancak boy abdesti almakla mümkün olur. Ge­rek guslün farz olduğu hallerde, gerekse sünnet olan durumlarda guslet­menin pek çok maddî faydaları ile birlikte manevî faydaları da vardır.

Bir kere cünüplükten dolayı yıkanan kişi, Allah’ın emri olan bir farzı ye­rine getirmektedir. Böylece Allah’ın razı olacağı bir ameli işlemektedir. Abdestte olduğu gibi gusülden sonra da mü’min manevî kirler mesabesin­deki günahlardan temizlenmiş olur. Abdest azalarmı yıkarken nasıl ki on­larla işlediği günahlardan temizleniyorsa bütün vücudunu temizlemekle de hata ve günahlardan öylece arınmış olmaktadır.

Cünüplükten dolayı yapılan gusül, namaz ve benzeri birtakım ibadetle­rin edasına imkân sağlamaktadır. Bunun için de ibadetler hususunda gusül büyük bir önem taşımaktadır. Diğer taraftan yıkanma zarureti duyan bir mü’min üzerinde bir ağırlık hisseder, ruhen huzursuz ve rahatsız olur. Bir an önce bu halden kurtulmak için çalışır. Bir hadis-i şerifte ifade edildiği gibi, cünüp kimseye gusledinceye kadar melaikenin yaklaşmadığını bilen muttaki kimseler yıkanmayı acele tutarlar.113

Gusletmeyi mecbur kılacak durum, aslında insan için fıtrîdir ve bünye­sinde mevcut olan bir haldir. Bunun için cünüp olan kimse hiçbir şekilde maddî bakımdan necis ve pis sayılmaz, uğursuz kabul edilmez. Çünkü in­san bu halde iken bile gerektiğinde elini ağzını yıkamak suretiyle bir şey yiyip içebilir, işlerini görebilir. Bu meselede dikkat edilecek cihet; vaktin namazını geciktirmemeye çalışmak bir de Kur’an’a el sürmek ve okumak gibi cünüpken yapılması haram olan işlerden uzak durmaktır.

Cünüp halde bulunan mü’minin pis olmayacağı hususunda Hz. Huzey- fe başmdan geçen bir hadiseyi şöyle anlatıyor:

Resulullah (a.s.m.), ashabından birisi ile karşılaştığında onunla musafa- ha yapar ve hayır dua ederdi. Bir gün erken saatlerde Resulullah’ı görünce, görmemezlikten gelerek yönümü değiştirdim ve uzaklaştım. Gün yükse­lince tekrar huzuruna vardım. Resulullah (a.s.m.):

“Ben seni görmüştüm. Fakat sen beni görür görmez hemen yönünü de­ğiştirerek benden uzaklaştın” buyurdu.

“Ya Resulallah o zaman cünüptüm. Bana dokunur da musafaha edersi­niz diye endişe duydum” dedim.

Bunun üzerine Resulullah (a.s.m.) şöyle buyurdu: “Müslüman hiçbir zaman necis olmaz.”114

Peygamberimizin de ifade buyurduğu gibi, böyle bir kimse kendisini suçlu hissetmemeli, yıkanmcaya kadar her şeyden elini eteğini çekmemeli­dir. Sadece imkân elverdiği ölçüde fazla zaman geçirmeden temizlenmeli- dir.

Guslün bu manevî yönü ile birlikte bir de insanın maddî bünyesine sağ­lamış olduğu faydaları bulunmaktadır.

İnsanı cünüplüğe götüren boşalma hâli, vücudu hızlı ve aşırı derecede bir harekete geçirir. Öyle ki vücut normalin üzerinde bir güç ve enerji har­car. Kan dolaşımı hızlanır, damarlarda sarsıntı meydana gelir. Kalbin çalış­ma seyri birkaç misli artar. Sık sık nefes alınıp verildiğinden solunum faali­yetinde bir daralma görülür. Neticede insanın üzerine bir yorgunluk, hal­sizlik ve gevşeklik gelir. Bitkin ve miskin bir hale düşer.

İşte hem vücudun üzerine çöken bu miskinliği gidermek, hem meydana gelen yorgunluk ve gevşekliği yatıştırmak hem de vücudun solunumuna büyük yardımı dokunan ve vücudun kirlenmesiyle kapanan derideki gö­zeneklerin (kılcal delikçiklerin) açılıp temizlenmesi için yüce dinimiz vü­cudun tamamını yıkamayı emretmiştir. Çünkü teneffüsümüzün bir kısmı deri yoluyla sağlanmaktadır. Böylece insan yeniden eski dinçliğe ve canlılı­ğa kavuşmuş, maddî ve manevî bir huzur ve rahata erişmiş olur.

Gusletmesi gereken bir kişinin, dış görünüşü ne kadar temiz ve tertipli olursa olsun temiz sayılmaz. Böyle kimseler boy abdesti almadıkça ruhî sı­kıntılardan ve huzursuzluklardan kurtulamazlar.

Diğer yönden, yüce dinimiz sadece zaruri durumlarda olmayıp, her fır­satta, iki-üç günde bir, imkân olduğunda her gün yıkanmayı ve temizliği tavsiye etmektedir. Çünkü Müslüman’ın içi de dışı da temiz olmalıdır. Bil­hassa yaz günleri fazla miktarda terleyen vücudu hem dinlendirmek hem de terden meydana gelen vücut kokusuyla başkalarını rahatsız etmemek için en azından bir duş almak çok faydalıdır.