İbadet insanı Cennete nasıl taşır?
İnsan her ne kadar kendisini güçlü ve kuvvetli saysa da sonsuz bir acizliği, bitmez ihtiyaçları vardır. Meyilleri, arzuları ve kabiliyetleri sayılamayacak kadar çoktur. Yeryüzünün halifesi olan ve en güzel sima ile yaratılan insanın ruhunu ulvî âlemlere yücelten, kalbini nurlandıran, fikrini ışıklandıran, aklını ve zekâsını parlatan ibadettir. İstidat ve kabiliyetlerini geliştiren, insanı çevresine, ailesine ve cemiyete faydalı bir unsur haline getiren, elmas gibi kabiliyetlerini kömürleşmekten kurtaran ibadettir.
İnsanın doymayan arzularını, dünyaya sığmayan emellerini gerçekleştiren, bütün istek ve arzularını yerine getirmeye vesile olan ibadettir. İnsan iman ve taatiyle Rabb’ini razı ettiği an, ebedî saadete ulaşacaktır. Bu da ibadetin bir kerametidir.
Dünyayı kucaklayan, hiçbir sınır tanımayan his ve duyguları çekip çeviren, onları belli bir disiplin altına alan, ifrattan ve tefritten, aşırıya kaçmaktan ve geri kalmaktan kurtaran ve gerçek mecralarında seyrettiren ibadettir.
. Kalpteki, ruhtaki ve manevî hayattaki pasları temizleyen, onları nurlan- dıran, aydınlatan, insanı layık olduğu gerçek insanlık mertebesine yücelten, onu adilikten ve bayağılıktan kurtaran ibadettir. Allah ile kul arasında kopmaz ve sarsılmaz bağı gerçekleştiren, inşam Yaratıcısına hakiki bir kul yapan itaattir, ibadettir.
Mü’min kendi hususî ibadetiyle kâinatın teşbihine ve zikrine ortak olur. Deryalar, çaylar, ırmaklar onunla coşar. Ağaçlar, dal ve yapraklar onunla birlikte sallanır. Kurtlar, kuşlar, balıklar ve bütün hayvanlar çeşitli sesler çıkararak onun teşbihine ortak olurlar. Yıldızlar onunla birlikte yanıp sönerler, gezegenler onunla birlikte döner, seyrederler. Melekler onunladır, duasına “Amin” derler. Allah dostları, peygamberler, veliler, şehitler onun yanındadır, onunla beraberdir.