İbadetin etmenin insana faydaları
İbadeti Rabb’imiz emrettiği için O’nun rızasını kazanmak için yaparız. Bu da ibadetin ruhu ve esası olan ihlâstır. Esasen ibadet kulluğumuzu Yaratıcımıza takdimden ibarettir ve daha önce ihsan edilen nimetlerin şükrünü eda etmektir. Yani ibadeti ne cennet ümidi, ne de cehennem korkusu için yapmamaktır. Çünkü biz ücretimizi peşin olarak almışız. Dünyayı, yaşadığımız vatanı, kısaca sahip olduğumuz her şeyi hazır bulduk. O halde bunları bize Verene minnet duyarak O’na boyun eğmeliyiz, secdeye varmalıyız.
Allah’ımızın bize ihsan ettiği sayısız nimetler, hoşnutluğunu kazandığımız takdirde âhirette vaat ettiği cennet ve ebedi mutluluk yalnız ve yalnız O’nun lütfü ve ihsanıdır; rahmet deryasmdan karşılıksız ikramıdır, fazlından bahşettiği bir hediyesidir.
Bundan dolayıdır ki cennet ve içindeki nimetler bizim ibadetlerimizin karşılığı olmaktan çok uzaktır. Öyleyse Allah’ımıza, “Ya Rabbi, Sen’den rahmetini isterim, ücretimi değil” dememiz, gerçek kulluğun gereğidir.
ibadetini eksiksiz yapan insan, bütün duyguları ve azalan ile Yaratıcısına kul olduğunu gösterir, dünyada ve âhirette mutluluğuna vesile olabilecek birçok fayda ve üstünlükleri elde etmiş olur. Fakat bu netice ve faydalar yalnızca kula teşvik için Allah tarafından yapılan birer ihsandır. Yoksa noksan ve kusurlu ibadetlerimizle cennete hak kazandığımızı hiçbir zaman söyleyemeyiz.
Bakara Suresi, 2:21.