İslam dünya ve âhiret dinidir
İslâm maddî hayatla manevî hayatı, dünya ile âhireti bir düşünür. Birisine önem verirken diğerini unutmaz, ihmal etmez. Çünkü her ikisi de birbirinin tamamlayıcısıdır. En başta insanın saadetini hedef alan dinimiz İslâm, madde ile ruh arasındaki ilişkiye, bunlardan öbürü üzerindeki ağırlığına önem vermiş; insanın maddî ve ruhî hayatlarıyla ilgili ne varsa hepsine birden dikkati çekmiş ve aralarına en uygun kuralları koymuştur.
Mesela maddî temizliği imanın yarısı sayıp ibadetlerin esası araşma katarken, manevî temizlik olan tövbe ve istiğfarı da imanı koruyan bir unsur olarak görmüştür.
Diğer taraftan insanın şahsi ihtiyaçlarmı karşılamak için çalışıp kazanmayı teşvik ederken, manevî hayatın da beraber yürütülmesini, ruh ve kalbin ihtiyaçlarının ihmal edilmemesini tembih etmiştir.
Maddî ve manevî hayatın diğer bir adı da dünya ve âhiret hayatıdır. Bir imtihan ve tecrübe için bu dünyaya gönderilen insan nasıl kendi ihtiyaçlarını sağlamada büyük gayret gösteriyor, gecesini gündüzüne katarak çalışıyorsa aynı şekilde bu fâni dünyanın kapanmasıyla açılacak olan ebedî hayat için lazım olacak manevî azığı da unutmayacaktır.
Evet, İslâmiyet hem dünyaya hem de âhirete ait esaslar göstermiş, dünya için âhireti, âhiret için de dünyayı terk etmenin yerinde bir hareket olmadığını öğretmiş, mükemmel insanın, yaşadığı ve yaşayacağı her iki yurdunu da gözetmesi gerektiğini ifade etmiştir.
“Allah’ın sana ihsan ettiği nimetle âhiret yurdunu kazanmaya çalış, dünyadan da nasibini unutma.”19 Mealindeki ayetle “sizin en hayırlınız âhireti için dünyasını, dünyası için de âhiretini terk etmeyip her ikisini de bir arada yürüten ve insanlar üzerine yük olmayandır” hadis-i şerifi İslâm’ın bu meseleye ne kadar önem verdiğini açıkça göstermektedir. Ayrıca dinimiz meşru olmak şartıyla kişiyi hiçbir zevkten mahrum etmemekte, helal dairesindeki lezzetlerden uzak kalmayı da hoş görmemektedir.
“Çünkü İslâm öyle bir dindir ki yaşanacak dünya, hesap verilecek âhiret, izzetle yükselecek nefis, zinde kalacak vücut, fayda dokunacak iş, salâhı görülecek söz, düşündürecek akıl, muhasebe edecek vicdan ile gelmiştir.”
Demek ki İslâm’ın istediği insan, hem dünya işlerinde başarılı olarak dünyasmı ihmal etmeyecek hem de dini vazifelerini hakkıyla yerine getirecek âhiret saadetine erişecektir.
Kassas Suresi, 28:77.
Originally posted 2016-12-29 13:37:34.
Yüce Peygamberimiz bile “hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalışın” diye buyurmuşken hiç birimiz ölümüm hatırlamıyoruz. dün yine gencecik sevdiğimiz biri kalp krizi geçirip ebedi istirahatgaha gitti. ne zaman sıra bize geleceği bile belli değil. Rabbim imanla gitmeyi nasip eylesin.
Amin
Kanuni bile ölürken ‘bir elimi tabutun dışında gömün beni ki Kanuni bile bu dünyadan eli boş gitti desinler ‘demiş. Bizim insanımız var gücüyle bu dünya için çalışıyor.