Meleklerin görevleri nelerdir?
Melekler Cenab-ı Hakk’m, ayrı özelliklere sahip olarak yarattığı varlıklardır. İnsanlar, Allah’ın Kelam sıfatından gelen İlahî kanunların uygulamasıyla görevli oldukları gibi melekler ordusunun amele kısmı da Cenab-ı Hakk’m İrade sıfatından gelen, kâinatta tabiat şeklini giyen ve adına “şeri- at-ı tekviniye” denilen kanunların temsilcileridirler. Hakiki tesir gücüne sahip olan Allah’ın emirlerine tabi kullardır.
Meleklerin türlerine göre değişik görevleri vardır. Tıpkı bir devletin çeşitli bakanlıklarda, dairelerde ve illerde görevli memurları gibi meleklerin de Rububiyet saltanatının çeşitli dairelerinde farklı kullukları, tespihleri ve görevleri vardır.
Gördüğümüz varlıklar üzerinde, onları temsil eden ve aynı zamanda onlara vekil olan birer meleğin bulunduğu düşünülürse kâinat baştanbaşa meleklerle şenlendirilmiş bir büyük mescit hükmünü alır. Her varlığın zikirlerini ve kulluklarını mana âleminde temsil eden melekler, bunları İlahî dergâha bilerek takdim ederler. Âdeta kâinatm maddî şeklinin ötesindeki yüzü cismanî bir melek görünümündedir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de bu hakikate pek çok ayet-i kerime ile işaret edilmekte ve meleklerin kâinatı saflarıyla doldurdukları ve Allah’ı tespih ettikleri beyan edilmektedir.44
Meleklerin türleri kâinattaki varlıkların türleri kadar, hatta o varlıkların fertleri kadar çeşitlidir. Kâinatta bulunan her türün, her varlığın büyük olsun, küçük olsun manevî şahsiyetini temsil eden bir melek vardır.
Meleklerin makam itibariyle avam ve havas olanları vardır. Bu makamları temsil ettikleri vazifeye göre değişir. Mesela yeryüzü bahçesinde çobanlık ve çiftçilik yapan meleklerin yanında Arş’m etrafında Rabb’ini tes
bih eden, yüksek tefekkür ve daima ibadet içinde bulunan melekler de vardır.
Melekleri pek çok sınıfa ayırmak mümkündür. Fakat şu üç ana grupta mütalaa etmek daha kolay olacaktır:
Mukarrebûn, İlliyyûn melekleri: Bunlar devamlı Cenab-ı Hakk’m teşbih, takdis ve zikriyle meşgul olup O’nun muhabbeti ile kendilerinden geçmiş haldedirler.
Müdebbirât melekleri: Bunlar, yerde ve gökteki olayları Allah’ın izniyle idare eden; rüzgârın esmesine, yağmurun yağmasına, gök gürlemesine, bitkilerin yeraltından yer üstüne çıkmasına varıncaya kadar canlı cansız bütün varlıklara Allah’ın izniyle nezaret ederler. Bu sınıfa giren meleklerden bir kısmı da Arş-ı Âlâyı taşımakla vazifelidirler. Bu hususta Bediüzza- man Hazretleri şöyle der:
“Hamele-i Arş ve semavat denilen melaikenin birinin ismi Nesir, diğerinin ismi Sevr olarak dört melâikeyi Cenab-ı Hak, Arş ve semavâta, saltanat- ı Rububiyetine nezaret etmek için tayin ettiği gibi, semavatın bir küçük kardeşi ve seyyarelerin bir arkadaşı olan küre-i arza dahi iki melek nazır ve hamele olarak tayin etmiştir. O meleklerden birinin ismi Sevr ve diğerinin ismi Hut’tur.”45
Yağmur tanelerinin de meleklerce temsil edildiğini ifade eden şu cümleler bu konuya açıklık getirmektedir:
“Yağmurun katreleri başıboş değiller. Ancak bir hikmet altında ve belirlenen bir düzenle inerler. Çünkü o uzak mesafeden gelmekle beraber, rüzgâr ve havada çarpışmalarma yardımcı olduğu halde damlaların arasında çarpışma olmuyor. Öyle ise o damlalar başıboş olmayıp gemleri, onları temsil eden meleklerin elindedir.”
- Vahiy ve ilhamla görevli melekler: Bu melekler peygamberlere İlahî vahyi getirirler. Bu görevi Cebrail Aleyhisselam görür. Başta Kur’an-ı Kerim olmak üzere bütün semavî kitaplar peygamberlere Hz. Cebrail vasıtasıyla ulaşmıştır.
Meleklerin peygamberi durumunda olan dört büyük melek şunlardır:
Cebrail: Vazifesi, insanlara İlahî emirleri tebliğ etmek ve açıklamaktır.
Mikail: Vazifesi, canlıların sevk edilmesi, rızıklarının belirlenmesi, bitki ve ağaçların yetiştirilmesi ve benzeri tabiat olaylarına nezaret etmektir.
İsrafil ve Azrail: Vazifeleri, canlılar dünyasında Cenab-ı Hakk’a mahsus diriltmek, hayat vermek ve ölümle terhis etmek gibi İlahî icraatı temsil edip bir kulluk şuuru içinde nezaret etmektir. Bilindiği gibi Hz. İsrafil, “Sûr” adı verilen bir vasıta ile Kıyametin kopmasını ve öldükten sonra bütün canlı varlıkların tekrar dirilecekleri vakti haber verirken Hz. Azrail de Allah’ın izniyle canlıların ruhunu alır.
Hâfaza melekleri: Her insanın üzerinde bulunan, onu maddî-manevî tehlikelerden koruyan, işlemiş olduğu iyilik ve kötülükleri kaydedip muhafaza üvİPrt melekler vardır. Bunlara “Kirâmen Kâtibin” adı verilir. İnfitâr Suresinde bu melekler şöyle anlatılır:
‘Sizin üzerinizde gözetleyici melekler vardır. Onlar, Allah katında pek değerli, kâtip meleklerdir. Her ne yaparsanız bilirler.”
Münker-Nekir melekleri: İnsanın kabre konmasından sonra onu karşı- lavan ve sorguya çeken meleklerdir. Diğer bir ifade ile sorgu-sual melekleridir. Bir ülkeden başka bir ülkeye geçiş yapan insanların pasaport ve vize gibi geçiş evraklarını sorup araştıran gümrük polisleri gibi âhiretin ilk kapısı olan kabir âlemine varışta bütün insanlara “Rabb’in kim, Peygamberin kim, dinin hangisi?” gibi sualleri soran, aldıkları cevaba göre onlara muamele yapan sorgu melekleri vardır.
Bu meleklerden başka cennetin bekçisi Rıdvan, cehennemin bekçisi Malik, yine cehennemde vazifeli Zebaniler vardır.
Lem’alar, On Dördüncü Lem’a, s. 165-166.43
Müslim, İman, 264.44
Saffat Suresi, 37:164-166; Nahl Suresi, 16:49-50; Enbiya Suresi, 21:19-20.