Müslüman gençler zaman, yetenek ve para vererek İslam’a katkıda bulunabilirler. Aynı zamanda toplumda olumlu bir değişim yaratmak için önemli bir rol oynamalılar ve İslam’ı tüm diğer yaşam şekilleri üzerinde yaygınlaştırmak amacıyla çalışmalılar. Gençlik, bireyin İslam hakkında iyi bir bilgi edinmesi ve Allah’ın verdiği zamanın ve yeteneğin etkili bir şekilde kullanılması gereken bir yaşam dönemidir.
Gençlik, hayatımızın altın çağı. Gençliğimiz hayatımızın en önemli aşamasıdır çünkü bu, kişinin bir yol seçtiği dönemdir. Seçilen yol doğru ya da yanlış olabilir. Bu dönemde gençler porno filmler, müzik, kız arkadaş, sigara, alkol, oyun, uyuşturucu gibi birçok sapkınlığa meyledebilmektedir. Bu yaşta ebeveynlerin çocuklarını doğru yolu seçmeleri için onlara rehberlik etmede çok önemli bir rolü bulunur. Ebeveynler olarak çocuklarımızın bu dünyada ve ahirette başarılı olmaları ve yanlış yola sapmadıklarını garanti altına almamız gerekir. Belirli bir yaşı geçtikten sonra çocukları doğru yola geri getirmek çok daha zor olacaktır.
Her yolculuğun tek bir adımla başladığı doğrudur, ancak ilk adımlarımız yanlış yöne çekildiyse, tüm hayat yanlış yolda olacak ve doğru yola geri dönüş çok zor bir hale gelecektir. Bazı gençler bu yaş döneminin hayatın zevk almanın zamanı olduğunu düşünür ve eğitimlerini bitirdikten sonra tekrar dinlerini benimseyeceklerini ve İslam’a uygun bir yaşayışa sahip olacaklarını düşünürler. Fakat bir kere yoldan çıktıktan sonra yeniden doğru tarafa dönmenin imkansız olmasa da çok zor bir hale geleceğini bilemezler.
Kıyamet Gününde Allah’ın Gölgesinde Korunacak 7 Zümre
Hz. Muhammed (sav), Kıyamet Günü’nde Allah’ın gölgesinde korunacak yedi çeşit insanı listelemiştir. Bu kişiler;
Adil devlet yöneticisi,
Gençliğini Allah’ın ibadet ve hizmetinde geçiren genç
Kalbi mescite bağlı olan kişi
Allah için birbirini seven iki kişi
Günah işlemeye davet edilen, ancak “Allah’tan korkuyorum” diyen bir kişi.
Sadakasını (hayrını) bir şova dönüştürmeyen ve gizli veren kişi
Yalnız başına Allah’ı anarken gözyaşı döken kişi
(Buhari, Ezan 36, Zekat 16, Rikak 24, Hudüd 19; Müslim, Zekat 91. Ayrıca bk. Tirmizî, Zühd 53; Nesaî, Kudat 2)
Bu hadisten, Hz. Muhammed (as) tarafından gençliğe verilen önemi kolayca anlayabiliriz. Gençlik, Şeytanın kişi üzerinde kolayca kontrol sahibi olduğu ve onu yanlış yola yönlendirdiği dönemdir. Yani bu dönemde kişi, kendisi tarafından yapılan çeşitli aktivitelere karşı bilinçli olmalıdır.
Müslüman gençlerin odaklanması gereken üç ortak alan şunlardır:
- Ebeveynlerimize saygı duymak ve saygı duymak.
- Zamanın etkin kullanımı (israf zamanını önlemek).
- İslam tarafından yasaklanmış olan şeyleri görmekten ve dinlemekten kaçınmak.
Gençlerin çoğu, her şeyi bildiğini düşünür; hatta bazıları ebeveynlerinden daha fazlasını bildiğini sanar. Bu tür bir tutum nedeniyle, ebeveynlerine itaatsizlik eğilimindedirler. Çocuklar belirli bir alanda daha fazla bilgi sahibi olabilirler, ancak deneyim bakımından ebeveynlerini asla yenemezler. Ebeveynlerimizden daha bilgili ve tecrübeli olduğumuza göre, onlara itaat etmemize ve onlara saygı göstermemize gerek yok, algısı oluşan gençlerde hataya düşme oranı daha fazladır.
Kıymeti Bilinmeyen İki Nimet
Hz. Muhammed (sav) şöyle dedi: “İki nimet vardır ki, insanların birçoğu onları değerlendirme konusunda aldanmıştır. Bu iki nimet sağlık ve boş zamandır.” (Buhari)
Bu hadisten, Allah’ın (cc) verdiği birçok lütuftan, boş zaman ve sağlığın kıymetli olduğunu ve bu kıymetli nimetleri doğru amaç için kullanmamız gerektiğini anlamalıyız. Asr Suresi’nde Allah (cc) da zamanın önemini vurgulamaktadır. Ancak bugün, gençlerin çoğunluğunun İslam’da sevilmeyen ve yasaklanan şeyleri yapmaları için zamanlarını harcadıklarını görüyoruz.
İmam Ali bin Ebi Talib (ra) şöyle dedi: “İnsanların, onları kaybedene kadar onların büyüklüğünü tanımadıkları iki şey vardır: gençlik ve sağlıkları.”
Gençlik bizim arzularımız üzerinde tam bir kontrol sahibi olmadığımız çağdır ve İslam’da sevilmeyen ve yasaklanan şeylere karşı kişi çekilir. Bu şeyler kişiye bir süreliğine maddi zevk verebilir, ancak ahirette kesinlikle zararlıdır.
Bugünün gençliği, “misyona sahip gençlik” olmalıdır – İslam’a katkıda bulunma misyonu. Bir genç zamanını, yeteneğini ve parasını vererek İslam’a katkıda bulunabilir. Bir gençlik, toplumda ciddi bir değişim meydana getirmek için önemli bir rol oynamalıdır. Gençler, İslam’ı diğer tüm yaşam şekilleri üzerinde yaygınlaştırmak amacıyla çalışmalıdır. Gençlik, bireyin İslam hakkında iyi bir bilgi edinmesi ve Allah’ın (cc) verdiği zaman ve yetenekten etkin bir şekilde faydalanması gereken bir dönemdir.
Allah (cc), Kuran’da şöyle der: “Ki O, elçilerini hidayetle ve hak din ile, diğer bütün dinlere karşı üstün kılmak için gönderdi. Şahid olarak Allah yeter.” (Fetih Suresi, 48: 28)
Bu ayetten, her Müslüman’ın da hedefi olan Peygamberin amacı neydi daha iyi öğrenebiliyoruz. Ancak bugünün gençliği hiçbir amaç olmadan yaşıyor ve yarını düşünmeden bugünden keyif almaya çalışıyorlar. Hayattaki tek hedefleri kendi maddi arzularını tatmin etmek. Bu arzuların haram dairesinde olması bile onların yollarını değiştirmelerine neden olmuyor.
Hepimiz bugün sahip olduğumuz herşeyin sadece ve sadece Allah tarafından verilmiş olduğunu ve herşeyin Allah’a ait olduğunu hatırlamalıyız, bu yüzden bizim olmayanı harcama lüksümüz bulunmadığını hem kendi zihnimize hem de gençlerimizin zihnine kazımalıyız.
Müslüman gençlik, geleceğin İslami liderleridir, bu yüzden gençlerin İslam’ı Kuran’dan ve Sünnetten doğru bir şekilde öğrenmelerini ve de kabullenmelerini sağlamaya çalışmak bizim en önemli görevimizdir. Hidayet vermek insanın elinde değil ancak “emri bil ma’ruf, nehy-i anil münker” her Müslümanın en önemli vazifelerinden biri. Bu nedenle öncelikle kendi evimizden başlamak üzere Allah’ın iyiliklerini ve biz kullarından beklediklerini anlatmaya ve insanları kötülüklerden uzaklaştırmaya çalışmak için özen gösterelim.
Allah gençliğimizin yeniden İslam dinine sımsıkı sarılmasını sağlasın ve onlara hidayet nasip eylesin.