Peygamberlerin Mucizeleri
Manevî kemâlat gibi maddî kemâlat ve harikalar en önce insanlara mucize eliyle hediye edilmiştir.
Mesela Hz. Nuh’un bir mucizesi olan gemi, Hz. Yusuf’un bir mucizesi olan saat ilk defa peygamber eliyle insanlığa sunulmuştur. Hz. Adem’in eşyanın isimlerini, bütün dil ve lügatleri bilmesi, Hz. Süleyman’ın iki aylık yolu havada uçarak bir günde alması, Belkıs’m tahtının göz açıp yumunca- ya kadar geçen bir zaman içinde önünde hazır bulunması, Hz. Davud’un demiri hamur gibi yumuşatarak her şekle sokması, bakırı eritmesi, Hz. İsa’nın anadan doğma körleri elini dokundurmasıyla iyileştirmesi, Allah’ın izniyle ölüleri diriltmesi, Hz. Musa’nın asasını taşa vurarak 12 gözden su akıtması ve Peygamberimizin yüzlerce mucizesi… İnsanlara maddî alanda esaslı birer delil olduğu gibi, aynı zamanda insanların güçleriyle ulaşamayacakları son sınırı da çizmiş oluyor.
Peygamberler en seçkin, en mümtaz ve münevver insanlardır. Çünkü onları Cenab-ı Hak seçmiş, kendisine muhatap olabilecek, elçilik vazifesini hakkıyla yerine getirebilecek seviyeye getirmiş ve mükemmel bir insan yapmıştır. Peygamberler insanlara, Allah’ın razı olduğu şeyleri; hak dini, imanı, iyiyi, güzeli, hakkı, hakikati ve doğruları tebliğ ederler, anlatırlar. Aynı zamanda da en güzel şekliyle anlattıklarını yaşarlar, uygularlar. Böy- lece hem sözleriyle hem de hâl ve hareketleriyle, yaşayış ve uygulamalarıyla mükemmel bir ders verirler.
Peygamberler birer müjdeci ve sakmdırıcıdırlar. Allah’ın rahmetiyle insanlara müjdeler getirirken, yine O’nun azabıyla da insanları ikaz eder ve sakındırırlar. Dünya ve ahiretin saadeti, sırları, mutluluk anahtarı onların elindedir. Dünyada Allah’ın istediği ve razı olduğu şekilde yaşayan insanların öbür âlemde saadet saraylarında ebedî hayat süreceklerini; Allah’ı tanımayıp O’nun emir ve yasaklarına aldırmayan, inkâr ve dalâlette direnen insanları da Allah’ın yakıcı azabından sakındırırlar.
Peygamberler etraflarına nur saçan, ışık yayan, çevrelerini aydınlatan münevver insanlardır. Onlar devamlı yanan bir kandil gibidirler, birer güneş gibidirler. Onları dinleyen, davetlerine icabet edip koşan insanların kalbi, aklı, ruhu ve dünyası aydınlıktır. O nur, onları dünyada huzura, ahirette de sonsuz bir saadete ve cennete götürür.
Peygamberler öğüt vericidirler. İnsanları cehalet karanlığından, bilgisizlik keşmekeşinden kurtarır; ilme, imana çağırır. Peygamberler devamlı anlatır, nasihat eder, öğüt verir. Kimseyi zorlamazlar. Vazifelerinin tebliğ olduğunu bilirler, insanlara etki ettirmenin, kabul etmenin ve hidayete getirmenin Allah’ın vazifesi olduğunu bilirler.